Pazar, Aralık 17, 2006

//Ve masallar//

Hala masallarımız var değil mi...Kendimizi kandırdığımız, maskesiz mutluluklar yaşadığımız, yaşattığımız...İnandığımız güzel masallarımız...
Bazen bir kral olduğumuz kendi hayatımıza hükmeden, bazen bir kuş özgür ülkelerde gezen..Mutluluğu, aşkı istediğimiz zaman alabildiğimiz, kilitli dolaplardan çıkarıp kullanabildiğimiz masallarımız var...Yaşamanın güzel olduğu, gökyüzünün hep açık, yıldızların hep parlak olduğu masallarımız...Savaşların olmadığı, bir bütün yaşayan insanların olduğu masallarımız...Yeşilin içinde evlerimizin olduğu, temiz havalı, berrak sulu bahçelerimizin olduğu masallarımız...Çalışmak zorunda olmadığımız, doymak için para kullanmadığımız masallarımız...
Sevgiyi yaşarken korkmadığımız masallarımız var...İhanetin adını bile anmadığımız...Gözyaşını tatmadığımız, acıyı hiç anlatmadığımız masallarımız var...
Bizim hala masallarımız varsa hala umut ediyoruz...Dağılan parçalarımızı yeni "bir varmış" başlangıçlarıyla topluyoruz...
Ama bazen o kadar masallara bakıyoruz ki...Gerçekleri göremiyoruz...Acı çekiyoruz...

Cumartesi, Aralık 02, 2006

Boşa geçen yılların arkasından bakarsın en sonunda
Yaşlanmış yansımandaki aynanın içinden...
Görürsün çoçukluktan kalma mutlulukları,
Ya da bir yaz aşkını onyedi yaşının sonbaharından...
Gülümserken kendinden uzaklaşırsın,
Kırışıklıklar saklar yüzündeki ışığı
Artık anlarsın ki bir daha bulamazsın...
Yaşlanırsın...
Bir hayat önünden akarken her gün biraz daha...
Ve her gün biraz daha sonuna, başına yaklaşırken hayatın, toprağa...
Sen bakarsın bir aynadaki yansımana...
Belki gülerek belki ağlayarak...
Ama yaşlanarak...
Kabullenerek geçen zamanı...
Geri kalanları sayarak...
Gidenler için bir tutam gözyaşı,
Biraz da buruk hüzünler tutarak...